28 Mayıs 2015 Perşembe

Thot'un Dönüşü ve Aztekler


M.Ö. 4 Bin yılda Mısır’dan ayrılıp Orta Amerika’ya takipçileriyle birlikte giden Thot(Ningishzida-Hermes) orada büyük şehirler yaptırarak Olmek Medeniyetini kurdu. Her zaman olduğu gibi takipçilerine verdiği ilk talimat, altın toplanmasıydı. Sonraki yıllarda insan takipçileri ölüp nesiller değiştikçe Thot’un adı da değişti. Artık onun adı Tüylü Sakallı Yılan anlamına gelen Quetzalcoatl olmuştu.



Tüm anunnakilerin Dünya’dan çekildiği o gün geldiğinde Quetzalcoatl insan takipçileriyle vedalaştı ve bir kehanet verdi: “52 devrelik zamanları takip edin. 1. Kamış yılındaki doğum gününde döneceğim…”

Aradan birkaç bin yıl geçti ve Aztekler atalarının mirasına sahip çıkarak geri döneceğine söz veren sakallı ve miğferli tanrılarını umutla beklediler. Aztek Takviminde yılların devri her elli iki yılda bir tamamlanmaktaydı. Dolayısıyla söz verilen dönüş, yani “1. Kamış” elli iki yılda bir meydana gelebilirdi. Bununla birlikte atalarının yaptığı gibi altın toplayıp tapınaklarda (beklenen) tanrılarına sunmaya devam ettiler. 

Büyük Aztek Hükümdarı Moctezuma bir gölün ortasına kurulmuş olan ve kolayca savunabilen köprülerden geçilerek ulaşılabilen imparatorluk başkenti Tenochtitlan’da (Mexico City) kahinlerden güzel haberler bekliyordu. Öyle ya elli iki yıllık dönem tamda o yıl bitiyordu. (M.S. 1519)


Moctezuma, Sakallı-Miğferli Tanrı Quetzalcoatl’ın(bazı kaynaklarda beyaz tenli olduğu da belirtilir) kendi krallık döneminde geri döneceğine ilişkin umudu yüreğinde taşıyordu. Aynı zamanda her yerinde altın bulunan, çatal kaşıkların bile altından yapıldığı muhteşem sarayında tanrısı için daha çok altın toplanmasına çalışıyordu. Tanrısına hazırlatmış olduğu ağzına kadar altın dolu odanın içinde bir çok hediyeleri vardı. Özellikle bu hediyelerin beşi çok özeldi:
- Üstünde pek çok resim olan ve bir araba tekerleği kadar büyük tamamı altından yapılma bir güneş çarkı,
- Güneş çarkından daha büyük gümüşten yapılma ve Ay’ın taklidi bir çark
- Çapı 220 cm ve dört adet gerçek sikke kalınlığında olan güneş diski,
- İçi altın tozlarıyla dolu bir miğfer
- Nadir bulunan quetzal kuşunun tüylerinden yapılma bir başlık(Viyana Müzesinde sergilenmekte).



Bu hediyeler öylesine seçilmemişti. Aksine sembolizmle doluydular. Altın disk elli iki yıllık devreyi temsil eden ve Dönüş Yılı’nı gösteren bir kutsal takvimdi. Altın tozları yığını saklanmıştı çünkü altın tanrılara ait ilahi bir metaldi. Ay’ı temsil eden gümüş disk saklanmıştı çünkü OuetzalCoatl’ın ayrıldıktan sonra Ay’da yaşayacağını söylemişti(Belki hala Ay’dadır).

VE TANRI OUETZALCOATL DÖNÜYOR...
Kâhinler değil ama haberciler büyük haberi Kral Moctezuma’ya ilettiler: Tanrı Quetzalcoatl daha önceki gibi takipçileriyle birlikte denizden gelerek Veracruz’a ayak basmıştı. Gelen Tanrı; sakallıydı, miğferliydi ve beyaz tenliydi. Tanrıya on bir büyük gemiyle gelen altı yüz takipçisi eşlik etmekteydi.

Kral Moctezuma önce kâhinleri çağırtarak elli iki yıllık devrenin bitişini doğruladı sonra büyük bir sevinçle tanrıyı karşılamaya gitti. Giderken de yanına Aztek asillerini ve beş kutsal hediyeyi aldı.
Kral Moctezuma ve beraberindeki heyet Varacruz’a vardığında Tanrının büyük bir ordugâh kurduğunu gördü ve çok şaşırdı. Yüzünde hiç sakal bitmeyen Amerikalı halkların aksine tanrının yanındaki insanların yüzleri sakallarla doluydu ve her birinin miğferleri vardı.

Hemen mütevazi görünme adına ayakkabılarını çıkardı ve sandaletlerini giydi. Asillerde ayakkabılarını çıkarıp yere çıplak ayakla basarak tanrılarını karşıladılar.

Tanrı önce şaşırdı ve tedbirli davrandı ama gelen hediyeleri görünce çok mutlu oldu. Tanrısının çok mutlu olduğunu gören kralı büyük bir sevinç kaplamıştı. Kral, tanrısını bir an evvel sarayına götürmek ve odalar dolusu altını ona hediye etmek için sabırsızlanıyordu.


Tanrı ve adamları kendilerine gösteren yolu izleyerek Tenochtitlan’daki büyük saraya ulaştılar. Gördükleri karşısında o kadar etkilendiler ki hemen tarih yazıcıları tüm detayları kaydetmeye başladı.
Savaşarak girilmesi çok zor olan bu saraya Kral Moctezuma tanrısını kendi elleriyle sokmuştu ve büyük bir mutluluk yaşıyordu ama sonradan hiç beklemediği bir hareketle karşılaştı:
Koskoca Tanrı onu esir almıştı.


Sonrasında Tanrı'nın adamları ellerinde çok kesici metalleri çıkararak bir şeyler anlatmaya başladılar.
Aztekler bir şey anlamadı en başta ama sonradan anlaşıldı ki, kralın serbest bırakılması için bir fidye olarak saraydaki tüm altın isteniyordu. Saraydaki tüm altın toplandı. Yetmedi tüm ülke de seferberlik başladı ve bir gemi dolusu altın toplandı. Aztekler tanrılarının neden böyle yaptığını anlamıyordu. Altın teslim edildiğinde krallarının serbest bırakılacağına safça inanan Aztekler, bu saflıklarının karşılığında krallarının cesedini alınca olayın farkına vardılar. Gelenler tanrı değil, birer şeytandı…


Tarih yazıcılarının kaydettiği bu olay sonraki gelen istilacılara hep aynı yolu izlemeyi önerdi. Tanrı olarak Amerikalı halkların içine girmek ve onları katletmek...
Yukarıdaki tanrı sanılan kişi İspanyol komutan Cortez’di. Sonrasında Pizarro gibi komutanlarda aynı yolu izleyerek milyonlarca yerliyi katlettiler, köle iş gücü olarak kullandılar. Karşılığında ise Avrupa zenginleşti. 

Peki, Cortez’in Moctezuma karşılığında topladığı bir gemi dolusu altına ne mi oldu?
İspanya’ya doğru yola çıkan altın yüklü bu gemi Fransızlarca ele geçirildi ve İspanya-Fransa Savaşına neden oldu…
Gök Türk

5 yorum:

  1. İspanyollar ve diğer Avrupalılar Amerika kıtasının gördüğü en büyük barbarlardır .Fakat Aztek'lerin yanılgıları da çok pahalıya mal olmuş.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Maalesef dediğiniz gibi olmuş. Lakin sadece İspanyollar değil Fransızlar, İngilizler vs. sömürgecilik anlayışı bu şekilde başlamıştır.

      Sil
    2. Sayın Gök Türk, kitabınız Annunakiler'i ve orada önerdiğiniz Enki,'nin kayıp kitabı'nı okudum ikisi de başucu kitaplarım oldu internette Tanrı Thot'la ilgili araştırma yaparken üstteki 2015 tarihli yazınıza ulaştım konuyla bu kadar yakından ilgilenmemin sebebi çocuk denecek yaşlardayken uzaylılarla ilgili hafızama kazınan çok gerçekçi bir rüya ve genç kız iken bir gece yarısı odamı anlık dolduran dünyaya ait olamayacak kadar parlak bir ışık. Bu konuda daha fazla araştırma yapmak ve gerçeklere ulaşmak istiyorum dünya kardeşlik birliği gibi birtakım gruplardan çağrı aldım ama inanmadım aydınlanmam konusunda bana yardımcı olursanız sevinirim şimdiden çok teşekkürler

      Sil
  2. İngilizler Fransızlar en büyük sömürgecilerdir. Jamaika İngilizlerin Yakınındaki Haiti Fransizların sömürgesi. Oraya gidince öğrendim bunları. Jamaikada soldan direksiyon arabalar ve İngilizce var. Haitililerde Fransızca. Özgürlüklerini almışlar sözde ama kültürel emperyalizm devam ediyor. Kurtulmaları çok zor.

    YanıtlaSil
  3. Acaba nedeni sonradan insan kurban etmelerindenmi yanılgıya düşüp bu berbat duruma gelmişler. Bildiğim kadarıyla kızıl derililer ile astek,maya,tolteklerin akraba oldugydu. Dönemleri farklı olsada aynı inançlar ra sahipler taki mayalar insan kurban sunmaya başlayıncaya kadar ve kültürleri ortak idi.yanlışsam düzeltin lütfen

    YanıtlaSil